5 Mart 2015 Perşembe

FEDAKẬRLIK (NEDİR, NEDENDİR)

Evrende hiç bir şey yoktur ki, ruhun sonsuzluğunda, varoluşun sonsuzluğunda, esaslı bir nedeni olmasın.

Bazen, bazı ilişkilerde (ilişki biçimine olursa olsun, mesela iki sevgili, ya da karı-koca, ya da anne-evlat, baba-evlat, kardeş vs, taraflardan birinin diğerine sürekli maddi ya da manevi bir hizmet halinde olduğunu ya da hayatta her şeyden neredeyse vaz geçerek o kişi odaklı yaşadığını, ya da dilimizde belirtildiği biçimde “saçını süpürge” ettiğini görürüz ve (hiç yapmamız gereken bir şeyi yapıp) “bu nasıl oluyor” diye de yargılarız. (yeri gelmişken tekâmül yolunda olan bir kişinin yargılardan vaz geçmesi gerektiğini burada bir kez daha hatırlayalım, çünkü hiçbir şeyin esas nedenini biz dıştan bakıp göremeyiz)

Ruhların sonsuz varoluşunda, tekâmül yolunda ilerlerken bazen aralarında karma temizleme anlaşmaları olur ki insan bunu bilinçli aklıyla tabii ki hatırlayamaz. Bu ruhsal düzeyde yapılmış olan bir anlaşmadır. Ve bu anlaşmanın sayısız nedeni olabilir. Hepsi de aslında karmik borçlardır. Bu anlaşmayı doğmadan önce yapan ruhlar, dünyaya doğduktan sonraki süreçte, diğer bütün anlaşmalarda olduğu gibi, bilinçli akıl bunun farkına varmadan ya da bilmeden bu anlaşmayı uygularlar. Burada evren bir hesabı kapatmaktadır.

Fedakârlıkta bulunan kişi de bu vakalarda, sadece hizmeti yerine getirir ve yaptığı fedakârlığı sorgulamaz ve yakınmaz. Sadece içsel olarak bunu yapması gerektiğini, bunun bir görev olduğunu bilir. Sadece dışardan bakanlar bu kişinin neden bu kadar fedakâr davrandığını anlayamaz, çözemez. (işte tam bu noktada, tekrar, hiçbir koşul ve durumu dışardan bakıp YARGIlamamız gerektiğini hatırlayalım. Yargı konusu da uzun konuşulması, düşünülmesi gereken bir konudur)

Bu o kadar evrensel, o kadar geçerli bir ruhlar arası anlaşmadır ki, Astrolojik haritalarda da bu durum açıkça görülür. Bu iki kişinin doğum haritalarını yan yana koyduğumuzda ve bazı gezegen konumlarına baktığımızda taraflardan birinin diğerine hizmet amaçlı bir birliktelik olduğunu görürüz.

Bu karma ne zaman biter? Fedakârlık yapan tarafın, karşı tarafı affettiğinde biter. Affetmek, borç-alacak ilişkisini sıfırlar. Yoksa bu döngü sonsuza kadar gider. Var oluşun başka bir noktasında bu kez, diğer kişi fedakârlık rolünü üstlenir. Affetmedikçe hesap kapanmaz. Bunu “Şu Karma Nedir, Nasıl Çözümlenir” başlıklı yazımda detaylı yazmış idim. En önemlisi de bütün dinlerin ve inanç sistemlerinin bel kemiğini affetmek oluşturmakta. (http://astrolojizeynepnihal.blogspot.com.tr/2014/09/karma-ve-affetmek-ruhsal-varolusun-ve.html )

Ruhsal konular her başlığı içinde taşıyan bir kartopu gibi. Bütün kavramlar birbirinin nüvesi, özü. Fedakârlık kavramı, yargılamamayı ve affetmeyi de getiriyor. Yargılamama ve affetme hoşgörü ve merhameti içeriyor. Hoşgörü ve Merhamet, tevekkül ve kabulü içeriyor. Hiç biri diğerinden ayrı düşünülemeyen kavramlar. Ve detaylardan çıkıp büyük resme baktığımızda yollar hep ego törpülenmesine çıkıyor. 

Öyleyse, ne yapıyor olursak olalım, her an egomuzu gözlemliyor olalım, fedakârlık yaparken bile : )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder