13 Haziran 2015 Cumartesi

AYNA AYNA SÖYLE BANA (genişletilmiş ikinci baskı )



Evren bilemediğimizi sayısız boyutlardan oluşmakta –biz bu boyut için yaratılmış sınırlı 5 duyumuzla şimdilik diğer boyutları algılayamıyoruz- ama her boyutun ortak değişmezi aynı fizik kurallarla, bizim bildiğimiz fizik kurallara tabii olmasıdır. (bu anlamda meta-fizik (fizik dışı) diye bir şey de yoktur). Bu fizik kurallar yaradılışın en mikro varlığından en makrosuna kadar aynıdır. Mesela aynen bir atomun etrafında dönen moleküller gibi, güneşin etrafında dönen gezegenler ve güneş sisteminin de başka bir büyük oluşumun etrafında dönmesi, ve sonra büyük bir merkezkaç kuvveti etrafında dönen galaksiler. Bildiğimiz atom yapısından farklı değildir galaksiler. Bizim 5 duyumuzla algılayamadığımız diğer boyutlardaki düzenler ve sistemler de öyle.
Evrende her şey, her varoluş, her olay, her kişi, ve bunların birbiriyle ilişkisi bir dantel gibi özenle işlenmiş ve birbirleriyle etkileşim içindedir.

Bu platform üzerinde, kişiye dönecek olursak, herkes, hepimiz, çevremizde kendi duygularımızı taşıyan bir aura ile dolaşırız, var oluruz. Duyguların –yine gözle göremediğimiz- kendilerine ait enerjileri-titreşimleri vardır. Herkes kendi duygularından oluşan bir enerji alanına-bir titreşim alanına yani auraya sahiptir.
Evrende benzer titreşimler benzer titreşimleri çeker. Benzer titreşimler birbirleriyle buluşur. (aynı titreşime sahip kişilerleyken ya da mekânlarda kendinizi daha huzurlu hissedersiniz  –çünkü mekânların da titreşimi vardır, o mekânda vakit geçiren insanların titreşimlerinden oluşan-)

Evrenin her boyutta geçerli fizik kuralı burada devreye girer: Sizin içiniz, duygularınız nasılsa, karşınıza çıkan kişi ve olaylar öyle olacaktır. En basit anlatımıyla: Sizin içinizde sevgi varsa, olumlu bir insansanız, karşınıza olumlu ve sevgi dolu insanlar çıkacak, sizin içinizde olumsuz duygular varsa (kin, öfke, affedememe, hoşgörüsüzlük vs) karşınıza size bunları, yani kendi içinizi yansıtan AYNA lar çıkacaktır. Ve ondan sonra da sıklıkla şunun dendiğini çok duyarsınız “tanrım niye bütün terlikler beni bulur? Tanrım niye bütün kafadan sakatlar beni bulur” gibi.

ÖZ'ümüze doğru tekamül yolunda evren bize hatalarımızı yani, 'sevgi dışı' halimizi göstermek ister. Nasıl gösterecektir? Elbette ancak ve ancak başkaları ve çevremiz yoluyla. Hep aynı durumlar, davranışlar karşımıza çıkar çünkü Evren o durumu HOŞGÖRÜ ve KABUL ve TEPKİSİZLİKLE ve NÖTR bir bakış açısıyla karşılamamızı istiyordur. 

Başkalarında en çok öfkelendiğimiz ya da en azından tepki gösterdiğimiz şeyler, aslında kendimizde de olup, kabul edemediğimiz ve kendimizde sevmediklerimiz özelliklerdir.

Evren her konuda sistemli çalıştığı gibi, ilerleme yolunda bizlere kendi kusurlarımızı göstermek için kullandığı mükemmel sistem aynalar: bizde olumsuz duygular uyandıran insanlar ve davranışlardır. Kendi kusurlarımızı keşfetmek için aynalardan yararlanmayı öğrenmemiz gerekir. Başka bir insanda var olan herhangi olumsuz bir kişilik özelliği/davranış bizde olumsuz duygular yaratıyorsa, hemen dönüp kendimizi incelersek, bizim de aynı davranışa en azından yatkın bulunduğumuzu ve üstelik bundan da keyif almadığımızı keşfederiz. Bu kişi, yani bu ayna bize bizim kusurumuzu aksettiriyor ve Evren de bu sayede o kusuru bize işaret ediyor ve düzeltmemizi istiyor. Burada anahtar oluşum; Sergilenen davranışın bizde herhangi bir tepki yaratıp yaratmadığıdır. Eğer olumsuz bir davranış bizde tepki yaratmıyorsa, anlayışlı, hoşgörülü davranıyorsak ya bu davranış biçimi bizde yoktur ya da vardır ama kendi içimizde onu zaten keşfetmiş ve varlığını kabullenmiş ve belki de iyileştirme yolundayızdır. O zaman ortada bir aynalık yoktur. Ancak tepki verdiysek, bu davranış kendimizde olup, sevmediğimiz ve kabul edemediğimiz, henüz yara halinde, iyileştirmeyi bekleyen bir durumdur. Ve içimiz temizlendikçe, yani titreşimimiz yükseldikçe bu olaylar karşımıza çıkan olumsuz kişi ve olaylar azalacaktır.

Biz olumsuz tepki verdikçe, tepki verdiğimiz bu durumları (Aynaları) Evren karşımıza daha çok çıkarır. Evrende rastlantı yoktur! Evren bir şeyi bize sunuyorsa çok esaslı bir nedeni vardır. Evet, biz kendi olumsuzluklarımızı keşfedene kadar bütün olumsuzluklar gelip bizi bulmağa devam edecektir!
O yüzden, tepkili olmanın aslında çok gereksiz bir çırpınış olduğunu idrak etmeliyiz. Olumsuz tepki hiç bir şeye çözüm getiremeyeceği gibi, bedende çözülemeyen fiziksel düğümler yaratır. Daha sonra bu düğümler bedende başka istenmeyen fiziksel oluşumlara –tümörlere- dönüşür. ZATEN her hastalık ruhsal gerçeklere ve ÖZ'ün doğasıyla uyumsuzluğun bir sonucudur. Biz ruhsal yasalarla ve doğa ile yaşadığımız sürece bedenimizde bu olumsuz enerji düğümleri zaten oluşmayacaktır. 

Öyleyse her olumsuz tepkimizde hemen durup kendimizi incelemeliyiz. "Bu durum bana hangi konuda aynalık yapıyor?".

Evren bize kusurlarımızı bundan daha güzel gösteremezdi! Biz kendimizde, kendimizin kabullenemediği o şeyi bulup, iyileştirme için çaba harcarsak, bir süre sonra aynalıkların da azaldığını ve yok olduğunu göreceğiz.

Mutlu keşfedişler : )
Zeynep Nihal
Ruhsal Gelişimci- Astrolog
Harita yorum başvuruları için:
zane.astrology@gmail.com


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder