25 Haziran 2015 Perşembe

MARS YOLUNA YENGEÇ BURCUNDA DEVAM ETMEKTE

Mars gökyüzündeki yolculuğuna 25 Hazirandan itibaren 8 Ağustosa kadar Yengeç Burcunda devam ediyor.

Savaşçılığı, atılganlığı, hırsı, öncülüğü, hareketi, ileri gitmeyi, kararlılığı, özgürlükçülüğü, kriz anlarındaki liderliği, agresifliği temsil eden Mars, Yengeç Burcunda rahat olamayacak, kendini tam ifade edemeyecek. O yüzen herkes bu süreçte olduğundan daha az kararlı ve daha az atılgan ve daha az girişimci hale gelebilecek.

Marsın bu yolculuğu sırasında 10-27 Temmuz özel bir dikkat gerektirmekte. Pluto ve Uranüs ile sert geometri oluşturacağından, bu tarihlerde herkes normalden daha fazla duygulu, daha kolay kırılır, huysuz, ters olabilecek.

Yengeç Burçları Marsın bu geçişinde hem olumlu hem de olumsuz olabilecek etkiler alacaklar. Hem çok enerjik, hırslı, atılgan, planlarının peşinden koşan hem de hastalıklara ve kazalara açık bir süreçte bulunacaklar. Özellikle 10-27 Temmuza dikkat etmeliler.

Marsın bu geçişinden en olumlu etkilenen, olumlu bir enerji, atılganlık sergileyebilecek, planlarını hayata geçirebilecek olanlar Balık ve Akrep Burçları. 2 senede bir gelecek bu olumluluk, doğum haritalarında başka bir engelleyici etmen yoksa onlara ileri hareket sağlayabilecek.

Marsın bu geçişinden olumsuz deneyimler yaşayabilecek burçlar ise, Oğlak, Terazi ve Koç. Bu burçlar da 10-27 Temmuz döneminde fazladan düşünerek hareket etmeli ve mümkün olduğunca risk almamaya çalışmalı.

Diğer burçlar için Marsın bu geçişinin özel bir anlamı olmasa da yükselen, ay ya da haritalarında başka önemli faktörleri yukarıdaki burçlarda olması halinde benzer etkiler oluşacak.


Herkese olumlu Mars geçişleri olsun : )

19 Haziran 2015 Cuma

GÖKYÜZÜNDE OLUMLU GÜNLER HABERCİSİ JÜPİTER, VENÜS, URANÜS ve AY KOALİSYONU


20 Haziranda Gökyüzü harika bir koalisyonla çıkıyor karşımıza. Uranüs, Jüpiter, Venüs ve Ay el ele tutuşup en olunmazı olabilir kılmak için güç birliğine giriyor. Herkesin hayatında çok olumlu sürprizler gelişebilir. Doğum haritalarınızda bu gezegenler neyi temsil ediyorsa (bunu ancak size bir astrolog söyleyebilir) o konularda müjdeli gelişmeler bekleyebilirsiniz. Tabii yine, kişisel doğum haritalarınızdaki diğer unsurlar izin vermesi koşuluyla. Ama yine de bu öyle kuvvetli bir geometri ki, herkesin hayatında minik de olsa sürprizler gelişebilir. Öncelikle geometrinin oluştuğu noktalarda, yani, Koç, Aslan ve Yay ların orta günlerinde doğanlar süprizleri beklesin. Sonra yine bu burçların diğer günlerinde doğmuş olanlar ve bu burçlar yükselenler ya da AY'ı bu burçlarda olanlar. Bir de bu gezegenlerin yine kişisel doğum haritanızdaki önemli bir faktöre kontak yapması halinde de (ki bunu da size bir astrolog söyleyebilir) yine sürpriz bekleyin. Ama başta belirttiğim gibi, haritada aksi yönde bir kuvvet olmadıkça herkes, bu gezegenlerin kendi haritalarındaki ifadelerine göre sürprizler bekleyebilir.

21 Hazirandan sonra ay bu geometriden ayrılıyor ama, Uranüs-Jüpiter-Venüs üçgeni kuvvetlenerek devam ediyor. 5 Temmuza kadar.

Bu süreçte gerçekleşecek yeni bir başlangıç elbette güzel bir geometriyle başladığı için ve diğer faktörler de uygunsa hoş, verimli, bolluklu başlangıçlar olacaktır. Bu süreç içinde 3 Temmuzdaki Dolunay da ilginç finalleri sembolize etmekte.


Herkese mutlu günler olsun.

18 Haziran 2015 Perşembe

NEREDE TANIMIŞTIM SENİ DAHA ÖNCE








Nerede tanımıştım seni daha önce?

Galaksilerin pırıltıları arasında nerelerde oynadık,
güldük, dans ettik, her gecemizi tek tek yarattık ve
yeni yaşam planları yaptık,
sonradan maceralarımız olsun diye...
Sevgi, sen, sonsuzluk ve ben
korkusuzca, şüphesizce.
Seni nerede tanımıştım daha önce?

Seni neredeyken bu denli sevmiştim daha önce?
Sadece daha dün müydü,
yoksa asırlarca önce mi?
Öptüm, dokundum, sarıldım
ve muhtaç oldum sana öylesine çok.
Şimdi çok farklıysa da yüzün,
sen, sen sensin, sadece sen,
o hep göz alan ve gümüş gibi parlayan
ve o muhteşem parıltısında dans ettiren
Yaşamıma girer girmez tanıdım seni,
o sonsuz ebedi gecede,
Neresiydi o seni çok sevdiğim daha önce?

Nerede incitmiştim seni daha önce?
Nerede incittim seni o kadar derin- öylesine derin ki
beni tanımadığını söylediğini duyacak kadar.
Oysa yalnızca sendin beni kurtarabilecek olan
o zalim hükümdarın esaretinden,
ve yalnızca sen koruyabilirdin beni Vulcan'nın dünyasından.....
Neresiydi o aklımı karanlık uykularla doldurduğum?

Nerede kaybettim seni daha önce?
Yaşamını verdiğin anda mıydı,
hani şu Firavunu kurtarırken?
Yoksa altın Ana Gemimizin uçup gittiği sırada mıydı,
Satürn'ün halkalarından?
Ya da anlaşmamızı yaptığımız ve
mor boşluğa doğru kendimizi bıraktığımız sırada mıydı?
Buluşacağımıza çok emindik de diğer tarafta
oysa öyle bir yer yok muydu?
Nerede kaybettim seni daha önce?

Nereden tanıyorum seni ben
Gördüğüm anda bildim yeniden bulduğumu,
o rüyalarımda yer alan binlerce şarkının sarkıcısını,
o eskiden bulunduğumuz yerleri anımsatan,
zihnimdeki renklerin ressamını.
Şimdi çok açık görüyorum ki-o aydınlanan gerçeği:
Bütün anlamsız sürüklenmeler geçmişte kalmış,
ve sen dönmüşsün benim bir tanem.

Asla gitmemiştin ki.

Neville Potter.
Çeviri: Zeynep Nihal




Where Have I Known You Before

Where have I known you before
Where did we play among galaxies bright
Laughing and dancing, creating each night
Deciding the course, to then venture on out
Love, you, space and I
Free from fear, free from doubt
Where have I known you before
Where have I hurt you before
Where did I hurt you so deep - so deep
To hear you say you knew me not
When you alone could save me there
And free me from that tyrant’s keep
Defender of the Vulcan worlds
Where filled my mind with blackened sleep
Where have I hurt you before
Where have I loved you before
Was it just yesterday
Or millennia ago
I kissed, touched, held and needed you so
Your face is so different
Yet you, you’re you, just you
Still glowing and silvery bright
Wondrous dancingly bright
I knew you the moment you entered my room
That infinite eternal night
Where have I loved you before
Where did I lose you before
Was it when you gave your life
To save that pharaoh king
Or when our golden mothership took flight
Far away from Saturn’s rings
Was it when we made the pact
Then drifted into violet space
So certain we would meet the other side
But there was no such place
Where did I lose you before
Where have I known you before
The moment I saw you I knew
I had found again the singer of a
Thousand songs
That haunted every dream
The painter of the colors of my mind
Reminding me of places we had been
I’m seeing clearer now - the truth unfolds
The past all drifts away
You’re back again my dearest friend
You never went away
Neville Potter.







15 Haziran 2015 Pazartesi

İKİZLER BURCUNDA -SÜPER YENİLİKÇİ BİR- YENİAY

Haziran Yeniay’ı, 16’sında saat 17:05’te İkizler Burcunun son derecelerinde gerçekleşiyor.

Bu Yeniay’ın Mars ile birleşik ve Jüpiter ile Uranüs’ten olumlu etki alması, herkesin hayatında çok dinamik ve kısmetli yenilikler olabileceğini sembolize ediyor. Doğum haritalarınızda hangi bölüme düşeceği ve ayrıca haritanızdaki başka bir etmenle kontak kurup kurmayacağına göre hayatınızdaki yenilikler, değişimler de vücut buluyor.

İkizler Burcunun, özellikle son 10 gününde doğanlar, -özel doğum haritalarında çok kuvvetli bir engel yoksa- mutlu ve ani yeniliklere hazır olsunlar. Aynı durum Yay Burcu ve özellikle son 10 gününde doğanlar için de geçerli. Yay Burcu ayrıca ikili ilişkilerinde ani, pozitif yenilikler de bekleyebilirler.

Terazi ve Kova Burcunun özellikle son 10 gününde doğanlar ile Aslan ve Kova Burçlarının özellikle ortalarında, sonlarında doğanlar da yaşamlarında olumlu yenilikler bekleyebilirler.

Balık, Başak Burçları ise, çok fazla memnun kalmayacakları yeniliklerle karşılaşabilirler. Eğer öyle olursa har şeyde bir hayır olduğunu, önceleri olumsuz gibi görünen her şeyin de uzun vadede faydaya dönüşebileceğini hatırlasınlar. Ayrıca yaşam yolunda herkes için olan her şeyin kendi içsel aynaları olduğunu da hatırlamalarında yarar var.

Yukarıda saydığım burç ve derecelerde Yükselen, Ay ya da başka bir gezegen, ya da önemli bir harita noktası bulunanlar için de geçerli.


Bu Yeniay diğer burçları direk olarak etkilemekte ama haritalarında düştüğü alana göre elbette belki de çok etkili olabilecektir. 

Herkese Mutlu Yeniaylar : )

13 Haziran 2015 Cumartesi

AYNA AYNA SÖYLE BANA (genişletilmiş ikinci baskı )



Evren bilemediğimizi sayısız boyutlardan oluşmakta –biz bu boyut için yaratılmış sınırlı 5 duyumuzla şimdilik diğer boyutları algılayamıyoruz- ama her boyutun ortak değişmezi aynı fizik kurallarla, bizim bildiğimiz fizik kurallara tabii olmasıdır. (bu anlamda meta-fizik (fizik dışı) diye bir şey de yoktur). Bu fizik kurallar yaradılışın en mikro varlığından en makrosuna kadar aynıdır. Mesela aynen bir atomun etrafında dönen moleküller gibi, güneşin etrafında dönen gezegenler ve güneş sisteminin de başka bir büyük oluşumun etrafında dönmesi, ve sonra büyük bir merkezkaç kuvveti etrafında dönen galaksiler. Bildiğimiz atom yapısından farklı değildir galaksiler. Bizim 5 duyumuzla algılayamadığımız diğer boyutlardaki düzenler ve sistemler de öyle.
Evrende her şey, her varoluş, her olay, her kişi, ve bunların birbiriyle ilişkisi bir dantel gibi özenle işlenmiş ve birbirleriyle etkileşim içindedir.

Bu platform üzerinde, kişiye dönecek olursak, herkes, hepimiz, çevremizde kendi duygularımızı taşıyan bir aura ile dolaşırız, var oluruz. Duyguların –yine gözle göremediğimiz- kendilerine ait enerjileri-titreşimleri vardır. Herkes kendi duygularından oluşan bir enerji alanına-bir titreşim alanına yani auraya sahiptir.
Evrende benzer titreşimler benzer titreşimleri çeker. Benzer titreşimler birbirleriyle buluşur. (aynı titreşime sahip kişilerleyken ya da mekânlarda kendinizi daha huzurlu hissedersiniz  –çünkü mekânların da titreşimi vardır, o mekânda vakit geçiren insanların titreşimlerinden oluşan-)

Evrenin her boyutta geçerli fizik kuralı burada devreye girer: Sizin içiniz, duygularınız nasılsa, karşınıza çıkan kişi ve olaylar öyle olacaktır. En basit anlatımıyla: Sizin içinizde sevgi varsa, olumlu bir insansanız, karşınıza olumlu ve sevgi dolu insanlar çıkacak, sizin içinizde olumsuz duygular varsa (kin, öfke, affedememe, hoşgörüsüzlük vs) karşınıza size bunları, yani kendi içinizi yansıtan AYNA lar çıkacaktır. Ve ondan sonra da sıklıkla şunun dendiğini çok duyarsınız “tanrım niye bütün terlikler beni bulur? Tanrım niye bütün kafadan sakatlar beni bulur” gibi.

ÖZ'ümüze doğru tekamül yolunda evren bize hatalarımızı yani, 'sevgi dışı' halimizi göstermek ister. Nasıl gösterecektir? Elbette ancak ve ancak başkaları ve çevremiz yoluyla. Hep aynı durumlar, davranışlar karşımıza çıkar çünkü Evren o durumu HOŞGÖRÜ ve KABUL ve TEPKİSİZLİKLE ve NÖTR bir bakış açısıyla karşılamamızı istiyordur. 

Başkalarında en çok öfkelendiğimiz ya da en azından tepki gösterdiğimiz şeyler, aslında kendimizde de olup, kabul edemediğimiz ve kendimizde sevmediklerimiz özelliklerdir.

Evren her konuda sistemli çalıştığı gibi, ilerleme yolunda bizlere kendi kusurlarımızı göstermek için kullandığı mükemmel sistem aynalar: bizde olumsuz duygular uyandıran insanlar ve davranışlardır. Kendi kusurlarımızı keşfetmek için aynalardan yararlanmayı öğrenmemiz gerekir. Başka bir insanda var olan herhangi olumsuz bir kişilik özelliği/davranış bizde olumsuz duygular yaratıyorsa, hemen dönüp kendimizi incelersek, bizim de aynı davranışa en azından yatkın bulunduğumuzu ve üstelik bundan da keyif almadığımızı keşfederiz. Bu kişi, yani bu ayna bize bizim kusurumuzu aksettiriyor ve Evren de bu sayede o kusuru bize işaret ediyor ve düzeltmemizi istiyor. Burada anahtar oluşum; Sergilenen davranışın bizde herhangi bir tepki yaratıp yaratmadığıdır. Eğer olumsuz bir davranış bizde tepki yaratmıyorsa, anlayışlı, hoşgörülü davranıyorsak ya bu davranış biçimi bizde yoktur ya da vardır ama kendi içimizde onu zaten keşfetmiş ve varlığını kabullenmiş ve belki de iyileştirme yolundayızdır. O zaman ortada bir aynalık yoktur. Ancak tepki verdiysek, bu davranış kendimizde olup, sevmediğimiz ve kabul edemediğimiz, henüz yara halinde, iyileştirmeyi bekleyen bir durumdur. Ve içimiz temizlendikçe, yani titreşimimiz yükseldikçe bu olaylar karşımıza çıkan olumsuz kişi ve olaylar azalacaktır.

Biz olumsuz tepki verdikçe, tepki verdiğimiz bu durumları (Aynaları) Evren karşımıza daha çok çıkarır. Evrende rastlantı yoktur! Evren bir şeyi bize sunuyorsa çok esaslı bir nedeni vardır. Evet, biz kendi olumsuzluklarımızı keşfedene kadar bütün olumsuzluklar gelip bizi bulmağa devam edecektir!
O yüzden, tepkili olmanın aslında çok gereksiz bir çırpınış olduğunu idrak etmeliyiz. Olumsuz tepki hiç bir şeye çözüm getiremeyeceği gibi, bedende çözülemeyen fiziksel düğümler yaratır. Daha sonra bu düğümler bedende başka istenmeyen fiziksel oluşumlara –tümörlere- dönüşür. ZATEN her hastalık ruhsal gerçeklere ve ÖZ'ün doğasıyla uyumsuzluğun bir sonucudur. Biz ruhsal yasalarla ve doğa ile yaşadığımız sürece bedenimizde bu olumsuz enerji düğümleri zaten oluşmayacaktır. 

Öyleyse her olumsuz tepkimizde hemen durup kendimizi incelemeliyiz. "Bu durum bana hangi konuda aynalık yapıyor?".

Evren bize kusurlarımızı bundan daha güzel gösteremezdi! Biz kendimizde, kendimizin kabullenemediği o şeyi bulup, iyileştirme için çaba harcarsak, bir süre sonra aynalıkların da azaldığını ve yok olduğunu göreceğiz.

Mutlu keşfedişler : )
Zeynep Nihal
Ruhsal Gelişimci- Astrolog
Harita yorum başvuruları için:
zane.astrology@gmail.com