20 Kasım 2014 Perşembe

22 KASIM YAY BURCUNDA YENİAY


Kasım ayındaki Güneş-Ay birleşmesi (tabii dünyadan bakınca) 22 sinde ve Yay Burcunun hemen başında(0:7 Derecede) oluşuyor.

Bu Yeniay, Hayaller ve Yanılsamalar temsilcisi olabilen Neptün (Ki benim hemen hemen en sevdiğim gezegendir, Neptün bizleri, diğer varoluş boyutlarına bağlayan gezegendir ve onsuz dünya hayalsiz, umutsuz yerinde sayardı) ile olumsuz bir açıyla kontak yaparak oluştuğundan,  bu ay, doğum haritamızda düştüğü eve göre, yeni başlangıçlarda bulunurken bir kaç kez düşünmemiz gerektiğini sembolize ediyor. Bu başlangıç çok büyük hayalimizin hayata –biraz zorlanarak- geçmesi de olabilir, büyük bir yanılsama da olabilir. Ve aslında yanılsama olması olasılığı biraz daha yüksek. Bir yandan da biliyoruz ki, risk almadan ilerlenemez. O yüzden, 22 Kasım ve civarı, özellikle 2 hafta sonrasına kadar, eğer risk almamız gereken yenilikler varsa, bir daha ve bir daha düşünerek ve mümkün olduğunca sağlam adımlarla hareket etmeliyiz, diyor evren.  

Ülkemiz için çıkardığım Yeniay haritasında Uranüs tam da sabah ufkunda ve Mars ve Pluton ile, yine sert bir etkileşim içinde. Yani, hepimiz için ciddi  değişimler olası. Bu değişimle çok ani olabilir. çok isteksiz olabiliriz, ya da istekli ama kararsız olabiliriz. Ama durum şu ki, biz nasıl olursak olalım bu değişimler olacak. Yaşamsal değişimler mi? O kadar değil Çünkü bu tutulum olmayan bir yeniay. Yani etkisi 2 hafta (en fazla 1 ay). İşte bu sürede olabilecek değişimlerin kalıcı olma olasılığı yüksek. Peki kalıcı olurken yumuşak bir geçişle mi olacak? Hayır. Bira zorlanacağız. Ama bir biliyoruz ki, evrende rasgele hiç bir şey olmaz ve her şey çok sağlam bir nedene dayanır. Ki o “neden” sadece ve sadece bizim hayrımızadır. Değişim gereken noktada değişim olacaktır. Belki birçoğumuz şimdiye değin çok değer verdiğimiz bazı şeyleri arkamızda bırakıp, biraz sancılı olarak, yepyeni başlangıçlara geçeceğiz. Kimler? Özellikle, en başta YAY BURCU’nın ilk 10 gününde doğanlar, Yani, 22 Kasım-2 Aralık arasında doğanlar ve ikincil olarak ASLAN ve KOÇ burcunun ilk günlerinde doğanlar. Sonra, KOÇ;  OĞLAK; TERAZİ ve YENGEÇLER ama en çok bu burçların 1-2 Ocak- 1-2 Temmuz- 1-2 Nisan ve 1-2 Ekim Tarihleri ve 1 hafta öncesi ve 1 hafta sonrası doğanlar, bu Yeniayla gelen değişimlerde belki biraz zorlanabilirler ama, sonradan bu günlere, bu değişime dönüp baktıklarında aslında ne kadar faydalı olduğunu görecekler.

Yayın hemen başlangıç dereceleri ve ona yakın dereceleri Yükselen Yay’lar da (bunu ancak doğum saatinizle belirleyebiliriz) 22 Kasım ve sonrasındaki 2 hafta- 1 ay içinde verecekleri kararlara çok dikkat etmeliler. Yanılsama payını mümkün olduğunca minimuma indirgemeye dikkat etmeliler.

Bu Yeniay bir burcun (yayın) hemen ilk derecesinde oluştuğu için, yükselen burca göre yorum yapmak doğru olmaz, çünkü teknik olarak belli bir evde olduğu düşünülen oluşum, bir önceki evde oluşmuş olabilir. Kesin doğum haritası olmadan yorumlamak bu aşamada anlamsız olacaktır. Ama YÜKSELEN BURCA GÖRE çok genel olarak şu konularda fazla hayalci girişimlerde bulunmamakta veya çok ince düşünerek fazla risk almadan hareket etmekte yarar var: (Kendi yükselen burcunuzdan bir öncekini de dikkate alınız)

Buna göre, Yükselen Akrepler maddi konularda, Teraziler İletişim ve kısa yolarda ve kardeşlerle ilgili konularda, Başaklar evle, yuvayla ilgili konularda, Aslanlar aşkla ve çocuklarla ilgili konularda, Yengeçler sağlık ve birlikte çalıştıkları kişiler ile ilgili konularda, ikizler evlilik ve ortaklık ve her çeşit ikili ilişkilerle ilgili konularda, Boğalar yine maddi konularda, Koçlar uzun yollarla ve eğitimle ilgili konularda, Balıklar meslekleriyle ilgili konularda, Kovalar sosyal etkinliklerde ve yaşam amaçlarıyla ilgili konularda, Oğlakların ise duygusal tepkilerde.


Herkese mutlu yeniaylar : )

17 Kasım 2014 Pazartesi

SATÜRN EFENDİ ŞİMDİ GÖKYÜZÜNDE GÜNEŞLE BİRLEŞİNCE

Hepimiz ciddileşiriz.

Hayatı birkaç gün çok ciddiye alırız. Sorumluluklarımızın farkına varırız. Bazı durumlardan kaçamayacağımızı anlarız. Karmalarımız karşımıza çıkar. Yani, Türkçesi, neye uğradığımızı anlamayız. Bir ödeme dönemi yaşarız.

Gökyüzünde bu günlerde Satürn ile Güneş Akrep Burcunda birleşmiş durumdalar. Tam olarak 17 Kasımda ve 3-4 gün öncesi ve sonrası doğmuş olan Akrep'ler şu sıralar hayatın tüm yükünü omuzlarında taşıyor olduklarını düşünüyor olabilirler. Herkesin 29 yılda bir tadacağı bu duygu elbette sonsuza dek sürmeyecek. Belki birkaç hafta. Ancak, özellikle 16-17-18  Kasım doğumlular bu birleşm tam doğum günlerinde gerçekleştiği için, gelecek doğum günlerine kadar, bir sene boyunca bu ciddiyet ve sorumluluğu hissedekler. Birçoğu da bu bir yıl içinde işinde yükselme gibi olumlu sonuçlar elde edebilekler. Bazıları sağlık problemleri yaşayabilecek. Bazıları yaşamlarında ciddi ayıklamalar, ayrılılar yaşayacak. Yani Satürnün doğasında ne varsa 17 Kasım ve civarında doğmuş olanların bu bir yıl boyunca, yaşamlarında ortaya çıkacak. (Herksin kendi özel doğum haritasına göre değişiklikle)

Satürnün şu andaki gökyüzündeki konumu, Boğa, Aslan ve Kova Burçlarının son on gününde doğmuş olanların halini sembolize etmkteki,o da tümüyle ayrı bir hikayedir ve  "Şu SATÜRN EFENDİ ve "şu KARMALAR nasıl hafifletilir?" konulu yazımda daha detaylı inclenmiştir. 

VENÜS YAY BURCUNA GEÇTİ

Venüs -diğer bütün, adı üstünde, "gezegen"ler gibi, sürekli belli bir rotada hareket halinde olduğundan-, gökyüzündeki Akrep a e ait bölgeden çıkıp Yay'a ait bölgeye girdi. (""şu burçtan çıktı", "şuna girdi" ne demek, anlamıyoruz" diyen dostlar için iyice açarak yazmaya çalışıyorum) 10 Ocağa kadar da Yay burcunda ilerleyecek. 10 Ocakta Oğlağa geçecek.

Venüs Akrepte iken tutkularımız, hırslarımız hatta cinsel duygularımız ön planda idi. Şimdi biraz gevşeyebiliriz ve Yay burcunun rahatlığını kuşanabiliriz. Hayata daha rahat bakıyoruz. Daha atılgan, gezgin, şakacıyız. Belki daha çok eğleneceğiz (diğer koşullar da izin verirse). Ve belki de daha kaygısız olacağız.

Elbette, öncelikle Yay burçlarına hayat daha güzel görünecek 10 Ocağa kadar doğum günü sırasıyla, baştan başlayıp sona kadar bütün Yay burçlarını ziyaret edecek Venüsün karakteri şans, eğlence, estetik, sanat, güzellik, aşk, sosyalleşme, alışveriş- para harcama. Yani yaşamın hep mutlu tarafları. Elbette Venüs kişisel doğum haritanızda hangi alandan geçmekte ise, ya da hangi doğum gezegeninize kontak yapacaksa o konuda talihlisiniz.

Yay burçları dışında yine yükselen burcu Yay olanlar da Venüsün sembolize ettiği pozitif dönemi deneyimleyecekler. Yükselen Yay olanlar yaşama dair önemli planlarını hayat geçirmek için fırsatlar da bulabilecekler.

Aslan ve Koçlar da Venüsün Yay'daki yolculuğunundan çok pozitif etkilenenler. Onlar da aşk ve sosyal yaşamda pozitif anlar yaşayabilirler, haritadaki diğer unsurlar da uygunsa.

Yay burcunun ilk 10 gününde doğmuş olanlar (22 Kasım-3 Aralık arasında) zaten şu anda Neptün'ün -etkisiyle-YANILSAMALAR DÜNYASINDA'lar. Balık, Başak ve İkizlerin ilk 10 gününde doğanlar da öyle) O yüzden özellikle onlar da Kasım ayında başlar gibi görünecek aşklara, çekimlere fazlaca anlam yüklemeseler ve bu konuda dikkatli olsalar iyi olur. Özellikle İkizler burcu çok tatlı çekimler içinde olabilir, ancak haritada başka unsurlar yoksa büyük bir yanılsama olabilir ve sonradan tatlı bir 'Kasım aşkı' olarak anabilir. 

Mutlu Venüs etkileri olsun herkese : )


13 Kasım 2014 Perşembe

BİR YAYINIMA GELEN HARİKA ANALİZCİ BİR YANIT

"Şu SATÜRN EFENDİ ve "şu KARMALAR nasıl hafifletilir?"" Konulu yazıma bir danışanımdan gelen son derece analizci, gözlemci yanıtı paylaşmak istedim. Geldiği biçimde buraya kopyalıyorum:
--------------------------------------------------------------------

Satürn "karmaların efendisi" diye anılır, özllikle ruhsal astrolojide. Satürn bize dünyaya gelme amacımızı hatırlatmak ister, -ki bu tekamüldür- ve karmaların kapanmasını ister. 

Hocam bana yazdığınız ilk haritamdan bazı alıntıları  aynen geçiyorum buraya. Tarih 7/9/2014

İlişki konusuna gelirsek, yaşamın en büyük tekamül aracı bu “ilişki” meselesi. Sen de haritana bakılacak olursa, evet, en çok bunda zorlanıyorsun. Çünkü zaten seni mutlu edebilecek kişinin çok sıra dışı özellikleri olması gerek. En başta zeki. Sonra güçlü. Senin üzerinde etki sahibi olabilecek. Sonra tutku şart aranızda. Tutkusuz bir birliktelik olmaz sana, gelmez. Ama bütün bunlara rağmen de sıkılman ve kopman da olası. Hem kişisel iniş çıkışların var hem de bunu ilişkiye yansıtma potansiyelin var. Öte yandan, dünyaya gelme amacımız ruhsal gelişim, yani tekamüldür. Ve yaşamımıza zor temaları kendimiz katıyoruz. Tekamül etmek isteyen biziz, bu uğursa planı yapan da biziz. Amaç KABUL u öğrenmek ve tüm varoluşla BİR liği öğrenmek, idrak etmek. Çok mutlu bir birlikteliğin olduğunda bunu yapabilir miydin? Muhtemele hiçbir şeyi sorgulamadan yaşar giderdin.
Yalnız bu arada sen ilişki konusundaki duygusal dünyanı biraz değiştirmeğe çalışmalısın. (seni tanımıyorum tabii haritaya göre buJ) haritaya göre çok iniş-çıkışlı ve değişken bir duygu dünyan var gibi görünüyor. Bazen de karşıdan çok şey bekleyebilirsin, karşıdaki kişinin kendisini aşan şeyler ve bu konuda aşırı baskıcı, tutkulu olabilirsin. Ya da tam tersine karşına çıkan kişi bu formda olabilir. Daha güvenli ilişkilere adım atmaya çalışmak ve kendi duygularındaki dalgalanmaları VAROLUŞA ve EVRENE daha fazla yaklaşarak törpülemeyi deneyebilirsin. Muhtemelen bu törpüleme işlemini gerçekleştirmek amacıyla gelmişsin bu kez dünyaya.

En çok zorlandığımı bildiğim ilişkiler konusundaki bu yazdıklarınızı defalarca okudum. Farklı zamanlarda.. defalarca.. düşündüm…yıllardır niye olduğunu bilmediğim, hep içimde savaşlara neden olan, karakter yapım diye kabul ettiğim bu ruh halimin beni hiç tanımayan sizin tarafınızdan bu kadar net ve doğru bir şekilde ortaya konması çok şaşırttı beni.Üstelik çözümüyle birlikte.. varoluşa ve evrene daha fazla yaklaşarak törpülenme ? ne demekti bu ?? 

Öyleyse, eğer Satürn bize "Gelişkin bir ruh" olmamız gerektiğini hatırlatıyorsa "gelişkin bir ruh"tan kasıt nedir, buna bir daha bakmak lazım. 

Törpülenme, gelişkin  bir ruh’a giden yolun taşlarından biriydi. Pratikte bildiğim değişmek, büyümek, olgunlaşmak yani.. Fakat değişmekle ilgili bugüne kadar bildiklerimden ve denediklerimden farklı bir şey yapmam gerekiyordu belliki. Çünkü onlar bir işe yaramamıştı.Ben gerçekten öz’ümü dinlemeye uğraşmamıştım hiç.Duruma ve olaylara göre bakış açımı ya da tepkilerimi değiştirmeye çalışmış,yenilenmek için uğraşmıştım.Mevcut koşullarla mutlu olabilme egzersizleri yapmıştım.Olamıyorsam eğer o mevcut koşullarda sebepleri aramış, gerektiğinde onları değiştirmeye çalışmıştım. Az da olsa dersler çıkarmakla birlikte Öz aynı duruyordu. Düşününce ve öğrenince , altta bir direnç olduğu için işe yaramadığını anladım.Direnç niye vardı?Direnen kimdi? Cevapları bulunca en dürüst halimle sordum kendime.İlişkilerimi yaşayış biçimimde  gerçekten törpülenmek istiyormuydum? Hem kendimle hem karşımdakiyle yaşadığım mücadelelerin sonunda stabil bir ilişkiye geçtiğimizde bile niye tam mutlu hissetmiyordum kendimi? Cevabı hızla öğrenmeye başladığım tekamül sürecinin, karmaların, evrene güvenmenin içinde buldum. Zamanım gelmişti. Evet,törpülenmek istiyordum.Direnenlere sağlam durmaya kararlıydım.Artık kapanması gereken karmalarımı görebiliyor ve niye lerini anlayabiliyordum.Telefonumun duvar kağıdına bile SABIR-KABUL-HOŞGÖRÜ yü yazdım.Kılavuzlarım hep görebileceğim yerde olsunlar istedim


Hayatınızın tam bu noktasında mesela, daha önce içtenlikleaffemedeğiniz bir durum varsa, ondan kurtulup, gönlünüzü hafifletmeniz gerek. Ya da, kabul edemediğiniz bir durum varsa, hoşgörüyle kabul edip o yükten kurtulmanız gerek. Unutmayalım, bunlar hep karmanızdır, yani dünyaya düzeltmek için geldiğiniz konulardır. Satürn döngüleri her 7 yılda bir gelir. Bir dahaki döngüye daha hafif girmeniz için, şu andaki döngünün gereğini yapmak gerek.

Ben önce kendimi kabullenmek ve affetmek istedim.Bunun için 7 yıl daha bekleyemezdim. Geçmişe bakıp kabul edemediğim hatalarımı ve cevaben gelen kabul edemediğim sonuçları masaya yatırıp uzun uzun yüzleştim onlarla. Önce kendime hoşgörü göstermeye çalıştım. Artık karmalarımı kapatmaya niyetli olduğum için daha bir şefkatli davrandım kendime. Aslında kendime öfkeli olduğum için, bana öfkelenenleri ,bulunduğum durumu beğenmediğim için, beni beğenmeyenleri , doğal akışı zorladığım için beni zorlayanları,öğrenilmiş ve onaylanmış bir şablon içinde mutlu olacağımı sandığım için, karşıma hep bu şablondan mutlu olanların çıktığını daha iyi anladım.

Affetme ve kabul ve Anda Kalma (endişelnememek, AN'ın gereğini yapmak, Evrene'e güvenmek) Tekamülün en büyük araçları. Affetmetmek bir kibirle değil, içten ve karşıdaki varlığın da bir tanrı özü taşıdığını ve kendi tekamülü yolunda yürüdüğünü içselleştirerek. İdrak ederek. Kabul de öyle. Ve "anda kalmak" endişe duymamayı öğrenmek demek.
Bu bir paket, bütün kavramlar iç içe. Satürn bize tekamülün hangi noktasında olduğumuzu hatırlatıyor. 


Sonunda kendimi affettim. Tekamülümün bu noktasına gelebilmek için bunları böyle yaşadığımı, olayları ve insanları planıma kattığımı anladım. Daha önce anlayacak fırsatları ya da  potansiyel başka bir planı kaçırmış olduğumu tahmin etmekle birlikte ‘zararın neresinden dönersen kardır’ felsefesiyle baktım meseleye. İnsan kendini affedince, diğerlerini affetmek daha kolay oluyor. Ben kendi irademle bu hataları yapabiliyor isem, iradesine müdahale edemediğim karşımdakinin de yapması doğal değil mi ? Ben bunları ders çıkarayım diye yaşadıysam , karşımdaki de bunun için yaşamadı mı ? Bu KABUL noktasından sonra sıra geldi bundan sonra ne yapacağıma.. Geçmiş artık bittiğine göre, geriye bugün ve yarın kaldı. Yarın için beni sürekli ANDA KAL, AKIŞTA KAL diye uyaran siz sayın hocamın gayretleriyle zorlu da olsa endişelenmek veya oldurma planları yapmaktan vazgeçtim. Peki BUGÜN ne yapmalıydım? Uyanık ve farkında olarak bugünü yaşamaya başladım. Hep kendimi gözlemeye çalışarak. Eğer bugün fark edersem yanlışımı yarın için affedecek bir durum kalmayacağını fark etmek iyi geldi bana. Biriktirmeden yaşamak yani.Her ne yaşıyorsam hatalı bulduğum, ‘törpülenmesi gerekli’ teşhisini bugün koyup yarın hemen tedaviye başlamak..  


Transitleirin etkisini hafifletmek için ne yapılır diye soruyorsunuz? Cevap: Tekamül için ne yapmak gerekirse, yani egoyu törpülemek için ne yapmak gerekirse. Daha çok bağışlama, daha çok kabul,daha çok anda kalma. VE tüm yaşananların bizzat bizim aynamız olduğunu, içimiz nasılsa, dışarıda karşımıza çıkanların da aynen onun yansıması olduğunu hep hatırlamak. İçten ve Kibirsiz ("hadi büyüklük bende kalsın" türü değil) bir bağışlama, evet transitlerin etkisini hafifletir, çünkü, transitlerin dersi alınmıştır. 

Bu sefer sıra geldi karşımdakini affetmeye. Geçmişte kalanları affettim. Artık düşünmek ve irdelemek ihtiyacım olmadığı bir noktaya geldim. Biten evliliğimi bile affettim. Fakat askıda duran, ne  tam vazgeçebildiğim, ne de tam sarılabildiğim bir ilişkimi özellikle tutmak istedim hayatımda. Çünkü ilişkiler konusundaki en büyük sınavımın BU İLİŞKİ olduğunu gördüm. Ve o yüzden şimdi, bu zamanda bana geldiğine inandım. Farkındasız dönemimin ,EGO VE HIRS adına herşeyin top yaptığı dönemimin bir ilişkisiydi. Ama bana istediğimi asla vermiyordu. Zaten beni çok zorladığı için kendime dönebildim ben. Çok mutlu olduğumu düşünseydim eğer, aynı eskilerde olduğu gibi farkındasız devam ederdim yine. İşte bu yüzden yeni ve tertemiz bir sayfa açıp,kendimle yeni bir yolculuğa çıkarken onu da yanımda tutmak istedim. Bir nevi sınavı yarım bırakıyormuşum gibi geldi bana.Sanki sınavın yarısına kadar emin olmadığım ya da sallama cevaplar verip, aniden konuların aklıma gelmesiyle(tekamülü fark ettiğim dönem) kalan yarıyı daha doğru cevaplarla tamamlayabileceğim bir noktadaydım.Sınavı,yarıya kadar elde etme kriteri olarak değerlendirirken o noktada bir deneme sınavı olduğunu kabul ettim. Rahatladım. Artık bundan sonraki sorulara vereceğim cevaplar için amaç , elde etmek değil kendimi görmekti.Öğrendiklerim ve AKIŞ’a olan güvenim de yardım edecekti bana.Ama ümit beslemekten vazgeçtiğimi söylersem yalan olur. Her ne kadar deneme sınavı olsa da bir güzel ümit vardı içimde yine de…

Ve yine bir soru: Dualarla transitleri yok edemez miyim?
Cevap: Belki edersiniz (Tanrı (Evren) sizi o an kıramayabilir) ama ödenecek olan borçlar, alınacak dersler orada duruyor. Çünkü, siz bu dünyaya bütün bu sıkıntılı dönemleri de planlayarak, ego temizlemek amacıyla geldiniz. Şimdi tam da o an gelince, sınavda kağıdı boş teslim etmek istiyorsanız, sadece ertelersiniz. İç temizliği, ego temizliği, var oluşun bir gereği. O ego temizlenmeden, tekamülün ileri aşamalarına geçemeyiz. Ama, ileri aşamalara geçmeyi "bilinçli olarak istememek de" de tercihiniz olabilir. Eğer, bu ego odaklı dersaneye sürekli gelmek istiyorsanız, Evren ona da tamam der.

Hem de ne çok dua ettim. İlk başlarda OLSUN diye ettim. Böyle, böyle… olsun!!! Neyseki kısa sürdü bu dönem. Sonra ve hep ve şuan BENİM İÇİN HAYIRLI OLAN … diye dua ettim, ediyorum. Boş kağıt vermek , ertelemek, başka bir sınav tarihi beklemek istemiyorum. Tabii benim için en hayırlı olan şu an Egomun istemediği olansa; lütfen onun da isteyebileceği olgunluğa geldiğimde BİTSİN diye de ek bir dua ediyorum.

Ayrıca Satürn, bütün bunlarla beraber, hayatımızdan 'tekamülümz gereği' çıkması gereken ne varsa çıkmaya zorlar. Belki bundan sancı duyarsınız. Ama, karma ve tekamül gereği, artık o, her neyse, gidecektir yaşamınızdan. Bir'e, bütüne, size hizmet için artık yaşamınızda kalmasının faydası yoktur çünkü.

Siz sayın hocam, yukarıdaki cümleyi bana yazdığınızda daha başlarındaydım yolumun. Çok uzunca bir süre ‘çıkması gereken’ olarak hep bu ilişkimin çıkması gerektiği , vazgeçmem-ayıklamam  gerekenin bu ilişki olduğunu yorumladım ben. Hüzünlenerek ve istemeyerek .. Sonra belki de arınmam gerekenlerin ilişkilere dair beklenti ve kalıplaşmış duygular olduğunu düşünmeye başladım. Sancılı da olsa hayatımdan çıkaracaklarım bu egolardı galiba. Törpülenerek küçülecekler ve sonunda çıkacaklardı. Yine bir itiraf ;hüzünle veda etmek zorunda olduğumun ilişkinin kendisi olmayabilme ihtimali yine yüzümü güldürdü benim. Umit’lerım yine biraz yeşerdi.  

O yüzden giden varsa, sevgiyle salıverin gitsin. Affetmeniz ve Kabulunuzu de sevgiyle kucaklayın. Kırgınlıklarınızı salıverin gitsin. Rahatlayın. An'da kalın. AN'ın gereklerini yapın. Herkesi, her olayı aynanız olarak görün. Evrene inanın :) Satürn size bunları hatırlatmak istiyor. Hatırlatmak için de epey sıkıştırır, huyu öyle : )

Gerçekten epey sıkıştırıyor..!! Duygularımı, düşüncelerimi ordan oraya savuruyor. Öğrenmeye ve kendimi gözlemeye devam ediyorum bu sırada. Kırgınlıklarımı salıverdim. Yeni kırgınlıklar yaşamıyorum. Çünkü beklentileri kaldırıyorum.Bana hoş gelmeyen herhangi bir söz ya da oluşu görmezden gelmiyorum ama. Görüyor ve duygu yüklemeden gözlüyorum…Sonra irdeliyorum ..  Rahatladım. Endişe duymamayı öğrendim. Salıverdiğim düşünce kalıplarıma, ezberlerime, öğretilen beklentilerime bakıp kendim şaşırıyorum bazen. Bazılarıyla ise  hala uğraşıyorum ama. Şu aralar yaptığım; iç’ime  sürekli ‘ sen ne istiyorsun? ‘Ya da ‘elimde bu seçenek var istermisin? ‘
diye sorma egzersizleri yapmak..Cevabın egodan mı benlikten mi geldiğini ayrıştırarak ama…  Doğruları-yanlışları- gereklilikleri-şablonları bir tarafa bırakıp merkez’e İÇİMİ VE KENDİMİ koydum şu aralar. Biliyorum.. Birgün bu Satürn Efendi gidecek benden… bakalım giderken hayatımdaki hangi fazlalıkları, hangi faydasızları alıp götürecek yanında….

11 Kasım 2014 Salı

ASTROLOJİK DOĞUM HARİTANIZ ve YORUMLANMASI-ARALIK AYINDA İSTANBUL

Aralık ayında Ajna Yaşam'da Astrolojik Danışman olarak misafir olacağım. 

Kişisel görüşme almanız halinde, Astrolojik Doğum Haritanızı çıkarıp, yorumlamanın yanısıra, yaşamın bizleri bazen niye köşeye sıkıştır gibi olduğunu ve gelişmiş bir ruh olma yolunda ilerlerken nelerle karşılaşabileceğimizi de isterseniz konuşacağız. Satürn efendi haritanızın nerelerinde geziyor, hayatınızın nerelerine dokunuyor, Jüpiter nasıl elinizden tutup arkanızdan itiyor, Venüs hayatınızın hangi alanında siz destek vermekte, Uranüs neden "değişin", Pluton neden "dönüşün" diyor, bunları konuşacağız.

Kişisel olarak Astrolojik danışmanlık almak isterseniz Ajna Yaşam'dan randevu alabilirsiniz. 


http://www.ajnayasam.com/#!astrolojik-danmanlk/c175l 

9 Kasım 2014 Pazar

Şu SATÜRN EFENDİ ve "şu KARMALAR nasıl hafifletilir?"

Danışanlarımdan en sık duyduğum nidalar :  

"Bıktık şu Satürn transitlerinden" "Nasıl gelişeceğiz, nasıl olacak, ne zaman rahata ereceğim..... nasıl, neden... neee??" 

Satürn "karmaların efendisi" diye anılır, özllikle ruhsal astrolojide. Satürn bize dünyaya gelme amacımızı hatırlatmak ister, -ki bu tekamüldür- ve karmaların kapanmasını ister. Biliyorsunuz ruh olarak belli bir planla doğuyoruz. Ve amacımız tekamül etmek, zamanı geldiğinde bu dünyadan daha gelişkin bir ruh olarak ayrılmak.

Öyleyse, eğer Satürn bize "Gelişkin bir ruh" olmazı gerektiğini hatırlatıyorsa "gelişkin bir ruh"tan kasıt nedir, buna bir daha bakmak lazım. 

Hayatınızın tam bu noktasında mesela, daha önce içtenlikleaffemedeğiniz bir durum varsa, ondan kurtulup, gönlünüzü hafifletmeniz gerek. Ya da, kabul edemediğiniz bir durum varsa, hoşgörüyle kabul edip o yükten kurtulmanız gerek. Unutmayalım, bunlar hep karmanızdır, yani dünyaya düzeltmek için geldiğiniz konulardır. Satürn döngüleri her 7 yılda bir gelir. Bir dahaki döngüye daha hafif girmeniz için, şu andaki döngünün gereğini yapmak gerek. Affetme ve kabul ve Anda Kalma (endişelnememek, AN'ın gereğini yapmak, Evrene'e güvenmek) Tekamülün en büyük araçları. Affetmetmek bir kibirle değil, içten ve karşıdaki varlığın da bir tanrı özü taşıdığını ve kendi tekamülü yolunda yürüdüğünü içselleştirerek. İdrak ederek. Kabul de öyle. Ve "anda kalmak" endişe duymamayı öğrenmek demek.

Bu bir paket, bütün kavramlar iç içe. Satürn bize tekamülün hangi noktasında olduğumuzu hatırlatıyor. 

Transitleirin etkisini hafifletmek için ne yapılır diye soruyorsunuz? Cevap: Tekamül için ne yapmak gerekirse, yani egoyu törpülemek için ne yapmak gerekirse. Daha çok bağışlama, daha çok kabul, daha çok anda kalma. VE tüm yaşananların bizzat bizim aynamız olduğunu, içimiz nasılsa, dışarıda karşımıza çıkanların da aynen onun yansıması olduğunu hep hatırlamak. İçten ve Kibirsiz ("hadi büyüklük bende kalsın" türü değil) bir bağışlama, evet transitlerin etkisini hafifletir, çünkü, transitlerin dersi alınmıştır. 

Ve yine bir soru: Dualarla transitleri yok edemez miyim?
Cevap: Belki edersiniz (Tanrı (Evren) sizi o an kıramayabilir) ama ödenecek olan borçlar, alınacak dersler orada duruyor. Çünkü, siz bu dünyaya bütün bu sıkıntılı dönemleri de planlayarak, ego temizlemek amacıyla geldiniz. Şimdi tam da o an gelince, sınavda kağıdı boş teslim etmek istiyorsanız, sadece ertelersiniz. İç temizliği, ego temizliği, var oluşun bir gereği. O ego temizlenmeden, tekamülün ileri aşamalarına geçemeyiz. Ama, ileri aşamalara geçmeyi "bilinçli olarak istememek de" de tercihiniz olabilir. Eğer, bu ego odaklı dersaneye sürekli gelmek istiyorsanız, Evren ona da tamam der. Karma bir fizik kuralıdır. Bir enerji dengelenmesidir. Evrende herşey denge halindedir. Karmanın bir tarafı ağır basamaz. Bu eşyanın tabiatına aykırıdır. KARMA istemiyorsak, yeni karmalar yaratmaktan kaçınarak işe başlayabiliriz. 

Ayrıca Satürn, bütün bunlarla beraber, hayatımızdan 'tekamülümz gereği' çıkması gereken ne varsa çıkmaya zorlar. Belki bundan sancı duyarsınız. Ama, karma ve tekamül gereği, artık o, her neyse, gidecektir yaşamınızdan. Bir'e, bütüne, size hizmet için artık yaşamınızda kalmasının faydası yoktur çünkü. O yüzden giden varsa, sevgiyle salıverin gitsin. Affetmeniz ve Kabulunuzu de sevgiyle kucaklayın. Kırgınlıklarınızı salıverin gitsin. Rahatlayın. An'da kalın. AN'ın gereklerini yapın. Herkesi, her olayı aynanız olarak görün. Evrene inanın :) Satürn size bunları hatırlatmak istiyor. Hatırlatmak için de epey sıkıştırır, huyu öyle : )

7 Kasım 2014 Cuma

HEM DİNAMİK, HEM ESTETİK BİR DOLUNAY,

Dolunay bugün 00:23'te 15 derece Boğa Burcunda gerçekleşti. Venüs'le yanak yanağa, Pluton ve Mars ile de elele gerçekleşen bu dolunay, mutlu, estetik ve dinamik sonuçlara, hasatlara kavuşacağımızı sembolize ediyor bu ay.

Yani, haritalarımızdaki diğer göstergeler de uygunsa, beklentilerimiz olumlu sonuçlanacak.

Her zaman olduğu gibi, haritalarımızda hangi bölüme denk geliyorsa o konu öne çıkacak. Ayrıca en fazla yarar sağlayanlar BOĞA BURCUNUN ortalarında (4-5 Mayıs ve bir hafta öncesi ve sonrası) doğanlar. AKREP BURCUNUN ortalarında (6-7 Kasım ve bir hafta öncesi ve sonrası) doğanlar da ikinci en çok yarar sağlayanlar. Ayrıca her iki grup için de ikili ilşkilerde çok olumlu gelişmeler söz konusu olabilir.

Yine Dolunayın meydana geldiği derecelerde haritalarında önemli bir unsur (gezegen ya da diğer oluşumlar) bulunanlar da aynı şekilde etki altında olanlardan.

Mutlu Dolunaylar : )

9-10 KASIM : MARS VE PLUTO BİRLEŞİNCE

Mars ve Pluto Birleşince enerji patlamaları olur ve biz buna hazırlıklı olalım.

Özellikle Pluto İle Marsın birleştiği (ve ayrıca Uranüs’ün de ters bir açıyla bu geometriye dâhil olduğu) 9 ve 10 Kasım merkez olmak üzere, bu günlerden bir hafta öncesi ve sonrası. Bu süreçte özellikle 3-4-5 Ekimde doğmuş Teraziler, 31 Mart-1-2 Nisanda doğmuş Koçlar, 2-3-4 Temmuzda doğmuş olan Yengeçler ve yine 1-2-3 Ocakta doğmuş olan Oğlakların ve ayrıca bu burçlarda yukarıda saydığım günler çevresinde doğmuş olanların özellikle dikkatli olmaları gerekiyor. (Bu tarihleri bir kenara not etseler ve o günlerde fazla risk almamaya çalışsalar iyi olur)

Türkiye haritasında bu birleşme yabancı ülkelerle ilişkişkilerle ilgili bölümde oluyor. Oldukça kritik bir dönem, 9-10 Kasım, öncesi ve sonrası.

1 Kasım 2014 Cumartesi

EVREN'in ŞAŞMAYAN FİZİK KURALI


Tekrar ve tekrar tüm varoluşun yani tüm çevremizin, olanların, olayların hepsinin bizim sadece AYNAmız olduğunu, içimizde ne varsa dışarıda onun tezahür ettiğini hatırlamakta yarar var. İçimiz ne kadar pürüzsüz ise, dışsal dünya da o kadar pürüzsüz olacaktır.